Nush ile uslanmayanı etmeli
tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
İşi çok yoğundu ve yorgun olarak
iş yerinden evine doğru gitmekteydi. Aracını kullanırken önündeki hata yapan
sürücülere küfrederek ilerliyordu halinden belliydi yorgunluğundan biraz
gergindi çatacak yer arıyordu.
Evinin kapısında zile basmış elindeki
poşette iki sıcak ekmek ile eşinin kapıyı açmasını bekliyordu. Eşi kapıyı açmış
ve hoş geldin diyerek kocasını içeriye buyur etmişti. Babasının geldiğini fark
eden beş yaşındaki oğlu koşarak gelmiş ve ayağına sarılmıştı.
Sabah babasını uğurlarken zorla
söz almış akşama televizyondaki oyuncağın geleceğini öğrenip mutlu bir şekilde
oyuncaklarının başına dönmüştü. Şimdide babasından aldığı söze karşılık yeni
oyuncağını istiyordu. Babasının oyuncağını almayı unuttuğunu öğrenen çocuk
somurtarak oyuncaklarının başına dönmüş oyun oynamayı da bırakmıştı.
Oğlunun somurtarak oturduğunu
gören anne biraz üzülerek eşine neden oyuncağını unuttuğunu sordu ve söz
verdiğini tekrar belirtti. Eşin tepkisi gayet doğaldı yorulmuş ve gergindi
unuttum işte diyerek sesini yükseltti. Üstüme gelmesene neden böyle
konuşuyorsun diye bağırdı. Babasının bağırdığını duyan beş yaşındaki çocuk
normal olarak korkmuş ve ağlamaya başlamıştı. Oğlunun ağladığını duyan babanın
siniri normal olarak öfkeye dönmüş ve eşine bağırarak bak senin yüzünden
ağlamaya başladı, ne var unutmuşsak altı üstü bir oyuncak söz verdik alırız
diyerek ve bağırarak konuşmaya devam ediyordu. Bunun üzerine eşi biraz
edepsizlik etmiş ve sesini yükselterek çocuklarının kendi yüzünden ağlamadığını
ve bağırarak konuşmaması gerektiğini söyledi. Baba sinirlenmişti eşi onun nasıl
konuşacağına karışıyor gün içerisinde çektiği sıkıntı yetmezmiş gibi hanımın
dırdırını çekiyordu. Çok sinirlenmişti ve karşısında konuşan hanımının sözünü
bitirmesine gerek olmadığını düşünerek bir tokat atmıştı. Eşi bağırmıştı, ne
gerek vardı neden bağırıyordu ve hala bir şeyler söylemeye çalışıyordu ve bir
de ağlamaklı bir hal takınmıştı altı üstü bir tokat atmış hanımın yaptığı hiç
doğru gelmiyordu ve ikinci bir tokat attı. Üçüncü, dördüncü tokat. Kadınına
baktı sadece dudağı patlamış ve bundan yakındığını gözlemliyordu oysaki hiç
şiddet uygulamamıştı dışarıda neler duyuyordu bu şiddet değildi.
Evet olay ne kadar basit dimi kadına şiddet diye yakınıyorsunuz yukarıdaki hikâyede
kadın dayağı hak etmemiş miydi?
Hak etmişti, belki de bir iki
tokat değildi sadece daha fazlası gerekti.
Okuduğunuz hikâyeden ne kadar keyif aldınız ve o adama nasıl bir duyguyla
baktınız?
Hiç iyi şeyler düşünmediniz
belki adama küfrettiniz.
Pekâlâ bu durum o kadar kötüyse neden aynılarını yapıyorsunuz?
Eşinizin narin ve güçsüz
olduğunun gayet farkındasınız ondan bu kadar gaddarsınız.
Onlar evladınız mı neden azarlıyorsunuz?
Onlarla hayatınızı paylaşmak için berabersiniz kozunuzu
paylaşmak için değil.
Basit sebeplerden günde binlerce kadın şiddete uğruyor bunlara karşı sessiz
kalmak ne kadar adil?
Kendinizi bir sorguya çekin ve
kadına şiddet uyguladığınız zaman bunun neresinde haklı olduğunuzu görün, eğer
bir şiddet varsa ortada hiçbir haklılık payınızın olmadığını bilin.
Yorumlar