Güneş batıp gün karardığında ortaya çıkan tatlı yaratıklar, evet onlar, onlara kirpi diyorlar. Gündüzleri olmayan bu hayvanlar gece olunca biranda ortalığa çıkıyorlar ve bazen yolda karşıdan karşıya geçerken bazen bir arazide yiyecek bir böcek ararken görüyoruz.
Kirpi, gündüz bir tenhada
güneşten saklanarak uykuya çekilerek gününü geçirir ve geceleri uyanıp
saklandığı yerden çıkarak avlanmaya çıkar. Korkma yaklaş o korktuğunda sadece
içine kapanır sana bir şey yapmaz ama dikenleri vardır sende belki ona çıplak
elle bir şey yapamayabilirsin ama zaten bir şey de yapma ne zararı var ki sana…
Geçen gün karşıdan karşıya geçen
bir kirpi gördüm ve kenara geldiğinde yolunu kesip fotoğrafladım.
Şimdi gelelim neden bu kadar
kirpiden bahsettiğime, kirpi…
İlk okul yıllarımdı saçlarım dik
çıktığı için (maalesef örnek fotoğraf paylaşamıyorum çünkü saçlarım hep uzun ve
bu haliyle yatık duruyorlar) okulda kirpi diye lakap takmıştılar bana ve şimdi
bakıyorum da ne kadar ortak yanımız varmış, birileri bize zarar vermek
istediğimizde sadece içimize kapanıp dikenimizi gösterdik ama kimseye
saldırmadık. Ve büyüdük tabi şimdi bakıyorum tekrar şu tatlı hayvancığa da
tekrar bakıyorum da ne kadar ortak noktamız var.
Diyorum içimden bende hastalığımdan
dolayı yaz kış fark etmez güneşten kaçıyorum niye beni rahatsız ediyor değil
mi! Pekâlâ kirpi için de böyle olabilir ve bu yüzden gündüzleri tenha bir
gölgelikte geçiriyor olabilir bu açıdan bakıldığında yaşam tarzlarımız ne kadar
da çok benziyordu ama tabi ben geceleri avlanmıyorum. 😊
Genel olarak gündüz nedir
bilmeden yaşayarak geçiriyorum günleri, bilmiyorum kirpi gibi dikenlerim var mı
ama bir tehdit geldiğinde içimize kapanmaktan başka çaremizde kalmıyor.
Hz. Ali (ra) ile ilgili bir kıssa
biliyorum.
“Beni kimseye muhtaç eyleme” diye
dua eden birine Hz. Ali (ra) şöyle buyurmuş; “İnsan insana muhtaçtır beni
kimseye yük eyleme” diye dua et buyurmuştur.
Gerçekten insan insana muhtaç neden
bu savaşmak, neden bu çekişmeler, tutup elinden almak varken yukarı neden bu
tekmelemek, tekmelemek dedim de aklıma geldi içim burkuldu; içine kapanan kirpiyi
tekme ata ata yolun kenarına sürüklemek, şimdi bu sizce yapılan iyilik mi, kötülük
mü? Bilmiyorum o hayvanın belki canı acımadı ama hayvanların
düşünceleri ve duyguları var mı şaibeli belki ama varsa kalbi sizce
kırılmadı mı?
Tabi burada Hz. Ali (ra) ile
ilgili örnek verdiğim kıssada farklı bir anlam var ama şuan için sadece bu
açıdan bakarak değerlendireceğim çünkü bu sözü başka bir köşe yazısında detaylı
olarak işlemeyi düşünüyorum.
Olaylara çok mu duygusal
yaklaşıyorum bilmiyorum ama yol kenarında birkaç ezilmiş kirpi gördüm yani ne
diyeceğimi bilemiyorum o hayvanı o hale getirmek için ne gibi bir geçerli sebebiniz
vardı!
O kirpinin o halini görünce güçlünün
güçsüz üzerindeki etkisi üzerine düşündüm de size zararı olmayan bir birey veya
herhangi bir varlık üzerinde güç gösterisi ne gibi bir kazanç sağlıyor, hangi
duygunuzu tatmin ediyorsunuz.
İnsanın içindeki vahşi ve canavar
kimliği Dağ Köyünde hikayesinin Ceviz Ağacı Altında bölümünde mümkün olduğunca
sergilemeye çalışmıştım o yüzden burada girmeyeceğim bu konulara.
Karamsarlık
mı yoksa kararmışlık mı bu halim çözemedim. Umarım karamsarlığa
kapılmadan umudumu yitirip daha fazla kararmadan çıkarım aydınlığa…
Pekâlâ tüm bu olanlara;
“Her
koyun kendi bacağından asılır” deyip geçecek miyiz? Duyarsız kalıp
sadece sevimli kedi veya köpekler için mücadele verip, o tatlı hayvanları,
sadece kirpiyi değil diğer tüm hayvanları yok mu sayacağız.
Bu sözü duyunca şu kadim cümle
geliyor aklıma;
"Her koyun kendi bacağından
asılırmış sen koyun musun hayvan herif!" - Timurtaş Uçar
Hayatı ve hayata dair ne varsa
daha iyi olması, güzel günlere ulaşması umuduyla… sitemlerimle, boş
boğazlığımla, gözlerinizi yorduğum ve düşüncelerinizi meşgul ettiğim için özür
dilerim.
Not: İlgili yazıların
başlıkları yazı içerisinde bağlantılanmıştır.
Yorumlar
Kaç yıldır kirpi görmedim kim bilir. Zaten hayatımda 1 kez görmüşlüğüm var ki gece vaktiydi o zaman da. Gündüz görünmemek istemeleri ilginçmiş. Bu türevler başta insan olmak üzere her türlü canlıya zulmediyor maalesef. Bir yerlerinden mutlaka çıkmasını dilerim:(
YanıtlayınSilDüşünürsek eğer, dünyanın işleyişi bile güçlünün güçsüz üzerine işleyişi üzerine. Ne gariban halk dinliyorlar, ne minicik çocuk. Şehirlere bombalar yağdırmak onlar için çok sıradan. Hangi duyularını tatmin ettikleri belirsiz hasta kimlikler diyeyim en iyisi...
Güzel bir yazıydı. Kalemine sağlık bilge. İyi pazarlar...
Malesef ki etrafta hastalıklı düşüncelere sahip cani insan çok. Ve malesef ki etrafta hayvan hakları diye reklam yapan da çok. Evet hayvan hakları. Ama beğeni kazanmak için değil. Onların haklarını savunmak, bu canilerden korumak için. Hani sorunumuz daha onlara besin sağlamak falan da değil. Kaldı ki hayvanlar doğada kendilerine çok güzel bakabilirler. Onları rahatsız edenler insanlar. Hayırdan çok zararımız var resmen. (Sadece genelliyorum.)
YanıtlayınSilİLKAY
Sil"Evet hayvan hakları. Ama beğeni kazanmak için değil." Evet, katılıyorum, maalesef o kirpiyi tekmeleyen vatandaş dahi bir iki sokak ötede hayvan haklarından söz ediyor olabilir. Tabi güzel örneklerde yok değil...
Kendi halindeki hayvana bilerek zarar vermek salt kötülüktür. Üzülmekte haklısınız.
YanıtlayınSilKLIO'NUN ŞARKISI
SilAynen öyle, yakın zamanda haberlerde bina önünde apartman ahalisinin beslediği hayvana işkence eden apartman yöneticini izledik ve yakından böyle bir caninin gelişimini gözlemledik.
Yorumları kapat madem kardeş.
YanıtlayınSilZEUGMA
SilYorumları neden kapatacakmışım anlayamadım, ikidir aynı şekilde ikinci yorumu atıyorsunuz, amacınız nedir.
Küçükkken akşamları bizde kirpileri yakalardık, sonra da dikenleri atmasınlar diye uzaktan izlerdik. Ellerinize sağlık, keyifle okudum.
YanıtlayınSilMERAL KARAARSLAN
SilKirpilerin dikenlerini fırlattığı hala bazı kişiler tarafından söyleniyor konu ile ilgili kapsamlı bir bilgim yok ama her hangi bir belgeselde kirpinin dikenlerini fırlattığına dair bir bilgi görmedim. Bu tip bir bilgi yüzden çocukken kirpilerden kaçtığımız doğrudur. :)
Yaratılan her şeyle imtihan halindeyiz. Karşımıza çıkana iyilik ya da kötülük yapmak bizim elimizde. İmtihanı iyilik yapıp geçebiliyorsa ne mutlu insanoğluna.
YanıtlayınSilÇocukluğumuzda çevremizde kirpiler vardı ama artık yoklar. Şehrin göbeğinde kalıp soyunu devam ettiremeyen son kirpinin yalnız hali geldi gözümün önüne. Yazık!
WWW.FILMGUNDEMI.COM
SilAynen öyle iyi insan ve kötü insan olmak kişinin kendi elinde... Gittikçe büyüyen şehirler hayvanların doğal yaşam alanlarını işgal ediyor, yani biz insanlar daha rahat veya eğlenceli bir hayat yaşamak için onların doğal yaşam alanlarını yok ediyoruz.
Biz de görüyoruz asfaltta ezilmiş kirpileri. Gece görmeden eziyorlar herhalde. Gerçi bile bile üstüne sürüp ezenler de olabilir.
YanıtlayınSil"Her koyun kendi bacağından asılır" sözü için bir yazı paylaşmıştım ben de vaktiyle.
BURADA
MÜFRED
SilTabi istemeden ölümüne sebep olunan hayvanlar vardır ama ne yazık ki böyle zararsız hayvanları katleden insanlarda var.
Behlül Dane hazretlerinin bir çok kıssası var tabi her kıssasında da bir hisse...
Yıllar önce bir kez gördüm kirpi. Belki çok da sık karşılaşmadığımızdan atlıyoruz kirpileri. Her canlı özeldir oysa...
YanıtlayınSilHTTPS://ADADENIZI.BLOGSPOT.COM/
SilArtık şehirlerde bir çok hayvana rastlanmaz oldu eskiden şehrin göbeğinde, yolun ortasında gördüğümüz kaplumbağaları alır yolun kenarına koyardık ama artık kaplumbağa dahi göremiyoruz.