Şiir

Yıldızlar Şahit

Yüz yıl dursan karşımda demem diyemem,
Dilimin mühründendir,
Elimdeki gülün dikeninden.
Yar bilse ben bilemem.
Yapamam, edemem,
Gidemem,
Gözüm kapalı.
Bağırıyorum, hani gök yüzünün yıldızları,
Nerede?
Yazıyorum yazabildiğimce,
Kırıyorum zincirleri,
Kaldırıyorum bütün perdeleri,
Ayan beyan, şimşekleri,
Gönüllerden,
Elektrik yetemiyor, neden?
Nedir bu?
Kimin bozgunu?
Hangi gölge oyunu?

Heceler sek sek oynuyorlar aklımda,
Hiç biri varamadı, bir türlü sekize,
Bakma aklım başımda,
Yüz yıl dursan karşımda,
Varamaz lisan-ı hal dudağa.
Kim bu araya giren?
Nedir bu? Gerçekten,
Kim çizdi haritayı?
Yola koyuldun hemen.
Dağların eteklerinden,
Ardın aşınca varıdığın yerden,
Ah şu olanlara,
Yıldızlar şahit.

Posta kuşu güvercin,
Kanadın kırılıp yollara düşersin,
Koca mektuba küçücük mum.
Yolu şaşar mı güvercinin.
Mektup varır mı bir başkasına.
Her yazılan satıra,
Her akan göz yaşına,
Posta kuşu güvercin,
Ah şu konuşulanlara,
Yıldızlar şahit.

Gece olup hava karardığında,
Yıldız ışığın şaşar mı?
Gündüz güneşin doğunca,
Yıldız ışığın söner mi?
Ay gibi parlak parlak durur,
Gök yüzünde gerçekler.
Ah şu gerçeklere,
Yıldızlar şahit.

Abdul Arif Kerim ÇALIŞKAN

Dünyayı kelimelerle ifade etmeye başladığımdan beridir harflerle hemhal biriyim. Mekatronik temelli eğitim hayatımın perspektifinden ağaçların, çiçeklerin, hayvanların mekanizmalarını çözmek üzere tefekkür etmekteyim.

İlgili Makaleler

4 Yorum

  1. Merhabalar.
    Şiirinizi okudum. Ne diyeceğimi bilemedim. Şiir öyle bir kez okununca anlaşılacak bir edebiyat türü değildir. En az on kere okuyacaksın. Hala bir şey bulamadıysan, bulana dek okuyacaksın. Şiir bir kere yazılır, ancak sonsuz okunur. Ben de bu sonsuz okumaların içinde satır arasında yakaladığım bir yeri tekrar buraya alarak üzerinde düşünmek istiyorum.

    “Kim bu araya giren?
    Nedir bu? Gerçekten,
    Kim çizdi haritayı?
    Yola koyuldun hemen.”

    Hayatımızda o kadar çok araya girmeler oluyor ki, sayısını hatırlayamayız. Bazen iyiler de giriyor, ancak en kötüsü işte o kötü girenler var ya, tüm yaşamı etkiliyor ve bu noktada çaresizliğimiz başlıyor. Bir harita çiziliyor bizden habersiz. Sahi kim çiziyor bu haritayı? Herkese göre farklıdır bu haritayı çizen. Çizilen harita boş durmuyor, bizlere acımadan hemen davetsiz misafirlerini yola koyuyor,

    Kaleminize, yüreğinize sağlıklar dilerim. Çok büyük geçmiş olsun. İnşAllah en kısa zamanda bedeninizle barışık bir böbrek araya girer de siz de eski sağlığınıza kavuşursunuz.

    Emekli öğretmen eniştem böbreklerinin bittiğini hiç fark etmiyor. Tesadüfen bir rahatsızlık sonucu böbreklerinin tamamını yitirdiğini öğreniyor. Haftada bir ya da iki gün diyalize giriyordu. Bir diyaliz sonrası evine gitmek üzere yaya şeridini kullanmıyor ve geçilmemesi gereken yerden karşı caddeye geçmek istiyor ve belediye otobüsünün altında yaşamını kaybetmişti. Diyaliz sonrası iyi dinlenin, kendinizi hazır hissetmeden yollara düşmeyin.
    Selam ve dualarımla birlikte Allah’a emanet olun.

  2. Merhabalar.
    Şiirinizi okudum. Ne diyeceğimi bilemedim. Şiir öyle bir kez okununca anlaşılacak bir edebiyat türü değildir. En az on kere okuyacaksın. Hala bir şey bulamadıysan, bulana dek okuyacaksın. Şiir bir kere yazılır, ancak sonsuz okunur. Ben de bu sonsuz okumaların içinde satır arasında yakaladığım bir yeri tekrar buraya alarak üzerinde düşünmek istiyorum.

    “Kim bu araya giren?
    Nedir bu? Gerçekten,
    Kim çizdi haritayı?
    Yola koyuldun hemen.”

    Hayatımızda o kadar çok araya girmeler oluyor ki, sayısını hatırlayamayız. Bazen iyiler de giriyor, ancak en kötüsü işte o kötü girenler var ya, tüm yaşamı etkiliyor ve bu noktada çaresizliğimiz başlıyor. Bir harita çiziliyor bizden habersiz. Sahi kim çiziyor bu haritayı? Herkese göre farklıdır bu haritayı çizen. Çizilen harita boş durmuyor, bizlere acımadan hemen davetsiz misafirlerini yola koyuyor,

    Kaleminize, yüreğinize sağlıklar dilerim. Çok büyük geçmiş olsun. İnşAllah en kısa zamanda bedeninizle barışık bir böbrek araya girer de siz de eski sağlığınıza kavuşursunuz.

    Emekli öğretmen eniştem böbreklerinin bittiğini hiç fark etmiyor. Tesadüfen bir rahatsızlık sonucu böbreklerinin tamamını yitirdiğini öğreniyor. Haftada bir ya da iki gün diyalize giriyordu. Bir diyaliz sonrası evine gitmek üzere yaya şeridini kullanmıyor ve geçilmemesi gereken yerden karşı caddeye geçmek istiyor ve belediye otobüsünün altında yaşamını kaybetmişti. Diyaliz sonrası iyi dinlenin, kendinizi hazır hissetmeden yollara düşmeyin.
    Selam ve dualarımla birlikte Allah’a emanet olun.

Recep Altun için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu