Kaynağı tespit edilememiştir

Kutsal Divanda Hiçlik Mertebesine Ulaşan Tavşanın Hikayesi

Timsah olmak isteyip olamayan ve bunun için psikolojik destek almaya Freud’a giden tavşanın hazin sonunun hikayesi anlatılmaktadır.

Tavşan, uzun bir sessizlikten sonra, “Açıkçası…” dedi, uzakta bir yere bakarak, “Bunun benim sorunum olduğundan emin misiniz?” Başının arkasına koyulan küçük yastığa rağmen bu kutsal divan pek rahat sayılmazdı. İnsan gibi sırt üstü uzanmak tercih edeceği bir durum olamazdı ve yuvasına dönmek istiyordu. Duyduğu tek şey Freud’un kaleminin kâğıt üzerinde gezinirken çıkardığı gıcırtılardı. Freud kusursuz şekilde takım elbise ve kravat giymişti, gri sakalı düzgünce kesilmişti. Görünüş, hastalarla ilgilenirken son derece önemliydi. Freud kendisiyle ilgili hastalarının aklından geçebilecek her hangi bir pürüz bırakmamıştı.

“Ben bir tavşanım, pekala, bu konuda hem fikiriz ama ben timsah olmak istiyorum.”

Freud kaşındı, bu onun uykuya dalmadığının göstergesiydi. Tavşan rahatlamıştı. Kendisinin dinlenilip dinlenilmediğine dair hiç bir belirti yoktu. Belki de akşam yediği yemeğin verdiği keyif hakkında yazıyor da olabilirdi.

“Bir tavşanla ne sıklıkla konuşursun?”

Freud derin bir nefes çekti. Vereceği tepkilerin her zaman yanlış yorumlanabileceğini biliyordu. Her işte mükemmel olmalıyım diye düşündü ve parmağını yukarı doğru kaldırarak bir daire çizdi. Yukarı kaldırılmış bir parmağın önemi hakkında farklı fikirler üretmeye başladığında, beyninde doğan düşüncelere odaklandı. Yine aynı hareketi yaparak istediği sonucu alıp alamayacağını görmek istedi ve bu son derece iyiydi.

“Bu duyduğum bir iç çekme miydi?” Muhtemelen bir sonuca varıyordu, ama devam etti.  “Tavşan olmam benden çok senin için bir sorun olsaydı? Ne olurdu?”

“Pekala, seni timsah yapamam ancak havuçla aranı düzeltebilirim.”

Tavşan ne diyeceğini bilemiyordu. Freud’a doğru bir kulağını kaldırdı ama Freud sanki nefesini tutuyormuş gibiydi ve başka hiçbir ses çıkarmadı. Sonra kaşınmaya devam etti.

Freud, gözlerini not defterine dikerek bir süre daha düşünmeye devam etti. Hastaya bakmamayı tercih ediyordu. Bütün çabalarına rağmen divanda uzanmış tavşanı gördükçe kendi kendine gülümsüyordu. Başını salladı ve bu aptalca fikirden kurtulmaya çalıştı. Saatine baktı ve ayağa kalktı. “Bugünlük hepsi bu kadar.” dedi. Not defterini kapatıp masasının üstüne koydu.

“Çıkarken parayı hizmetçiye verebilirsin.”

“Ama, benim hizmetçiye ödeme yapabilecek param yok.”

“Dert etme, eminim hizmetçi senin için uygun bir yol bulacaktır.”

“Bu çok lezzetli olmuş.” “Bu ne?”

Hizmetçi aldığı iltifat karşısında memnuniyetini belli ederek. “Çok naziksiniz. Tavşan yahnisi, efendim.”

Hikayede anlatılmak isteneni açıklamak gerekirse,  kişi kendini keşfetmeden hedefler belirler ve bu hedefler doğrultusunda bir şeyler yapmak gayreti içerisine girerse, birilerinin masasına meze olur. Gülünç duruma düşer, kendini, hedefleri doğrultusunda ilerlediğini sanırken, boşa yorar. Bu hikayede Freud veya her hangi bir psikolog eleştiri hedefi değildir. Bu hikayeden psikiyatrinin gereksiz bir bilim olduğu da çıkartılmamalıdır.  Freud, hikayede kendini keşfedememiş bir tavşana doğru seçeneği göstermiştir. Doğru seçenek, kişinin mevcut durumu kavrayıp bununla barışması ve bu yönde adımlar atmasıdır. Tabi, burada mevcut durum kötü bir hal de olabilirdi. Bu durumda, birey aynı şekilde kendini keşfedip, bu doğrultuda çözüm yolu bulmasıdır veya destek alacağı kaynağa karar vermesidir.

Abdul Arif Kerim ÇALIŞKAN

Dünyayı kelimelerle ifade etmeye başladığımdan beridir harflerle hemhal biriyim. Mekatronik temelli eğitim hayatımın perspektifinden ağaçların, çiçeklerin, hayvanların mekanizmalarını çözmek üzere tefekkür etmekteyim.

Haberdar Olun

Instagram

Instagram has returned empty data. Please authorize your Instagram account in the plugin settings .