Taryn Elliott adlı kişinin Pexels'daki fotoğrafı

Varoluş Serzenişin Sarhoşluğuyla Sokaklarda Sevgiyi Aramak

Sevgisini kaybetmiş adamın sokaklarda yürüyerek varoluşunu sorguladığı tek sahnelik bir oyunu içermektedir.

Dizgi: Fotoğrafta Ne Var?
Konu: Hayatın Anlamı ve İnsanın Kendine Tanımladığı Kimlikler

SAHNE 1

(Adam sesli düşünerek sahneye girer ve renkli binaların arasında söylenerek ilerler ve o sırada balkon altında bir midyeci ve balkonda bir ayı bulunmaktadır.)

ADAM

Bir şey yapmalı? Bütün bu yaşananları düzeltmeli ve bütün bunlara bir anlam vermeli. Hayır böyle olamaz. Yaşam ve yaşamak, bu kavramlar böyle şeyler değiller. Hayat sadece bu değil. Hayat sadece aşk ve şehvet de değil. Hayat bir mevsim üşümek ve bir mevsim yanmak da değil.  Hayat akşama kadar bir ekmek parası için çalışmak olamaz veya bir villanın havuzunda şarap içmek. Hayatın anlamı bunların hiçbiri olamaz. Hayatımdaki hiçbir şey, hiçbir insan bana ait değil ve olamaz. Pekala bende buraya ait olamam. Ben buraya ait değilsem, ben kimim ve kim için varım.

(Adam derin nefesler alıp verir, elini kolunu hareket ettirerek ilerler. Sahneye beş çocuk girer koşuşturarak geçerler ve hemen sahneden çıkarlar. Üç tane kadın ve bir erkek sahneye girer ve midyecinin önüne doğru ilerler. Kendi aralarında bir şeyler konuşurlar ve kahkaha atarak ilerlerler. Kadınların geldiği yönün karşısından gelen pasaklı bir adam midyecinin hemen arkasına doğru ilerler ve elindeki şarap şişesiyle oraya oturur.)

DIŞSES

Adam, içinin üzüntüsü ve karanlığından rengarenk boyalı binalarla dolu sokakta olan bitenlerin bile farkında değildi. Kaç saattir yürüyordu. Halbuki biraz kafa dağıtmak ve sakinleşip kendine mantıklı bir yol bulmak için dışarı çıkmıştı. Saatlerce yürümenin vermiş olduğu yorgunlukla kendisini bir binanın duvarına dinlenmek için yaslanırken bulmuştu. Biraz olsun nefesi sakinlemiş ve rahatlamıştı ancak durmanın verdiği dinginlik ile bacaklarındaki yorgunluğu derinlemesine hissetti. Elleri bacaklarının üzerinde sırtı binanın duvarına dayalı hafif otur gibi göğsünü hafif dışarı doğru vermiş bir şekilde dinlendiği sırada…

BALKONDAKİ KADIN

– Hey sen, ne yapıyorsun orada…

ADAM

– Kimsin, nereden sesleniyorsun?

BALKONDAKİ KADIN

– Yukarı, yukarı bak. Buradayım.

DIŞSES

Adam gördüğü karşısında şaşkınlık içerisinde kalır, ancak aklını kaybedip etmediğini sorgulayacak kadar bilinci yerindedir. 

(Balkondan sarkan ayı el sallamaktadır.)

Bu durum sırandan herhangi bir durum olamazdı. Adam tüm yorgunluğunun bacaklarından ayak parmaklarına doğru indiğini ve oradan çıkıp gittiğini hissetti.  Anın vermiş olduğu karmaşık duyguyla içine enerji doldu ve ayının bulunduğu balkonun altına yavaş yavaş yürüdü.

ADAM

– Hey, sen kocaman ayı, ne yapıyorsun orada.

(Herkes susar.)

ADAM

– Hey, sen tatlı ayı, ne yapıyorsun orada.

(Midyecinin önündeki ekipten belli belirsiz “aptal bu adam” diye bir ses duyulur.)

ADAM

– Hey, beni duyuyor musun, sen kocaman güler yüzlü tatlı ayı, ne yapıyorsun orada.

BALKONDAKİ  KADIN

– Evet, duyuyorum aptal herif, bir derdin mi var, ne var, söyle.

ADAM

– Evet,…, sevdiğim, balım, tatlım…

BALKONDAKİ KADIN

– Zırvalamayı kes ve hemen söyle, işim var.

(Yerde oturan pasaklı adam elindeki şarap şişesini adamın ayaklarının dibine doğru atar.)

ADAM

– Ben yolumu kaybettim, beni tek seveni üzdüm ve şimdi ne yapacağım bilmiyorum.

BALKONDAKİ KADIN

– Vay, ayı oğlu ayı, gelmiş bana mı soruyorsun?

(Yerde oturan pasaklı adam ayağa kalkar ve adamın üzerine doğru yürür. O sırada kadınlar burunlarını kapatır ve adama doğru yönelirler.)

PASAKLI ADAM

– Vay, ayı oğlu ayı…

(Pasaklı adam lafı ağzında geveleyerek tekrarlar ve ayağını sürüterek sahneden çıkar.)

ADAM

– Yani, siz, aslında haklısınız galiba… özür dilerim, bir ayıdan nasıl bir fikir alabilirdim ki, insanlar bile bir fikir üretemiyorken.

BALKONDAKİ KADIN

– Ben ayımım ahmak adam, benim kim olduğumu bile bilemiyorsun, git kendine başka bir eğlence bul, fikir üretemiyormuş. Senin gibi bir adam fikir üretse ne olur. Hemen git buradan, yoksa…

ADAM

– Sen ayı değilsen nesin peki, ne bu, gelen geçen bana hakaret mi edecek. Ne oluyor burada, ben insan değil miyim? Neden bana kimse insan gibi davranmıyor? Neden? Neden? Neden ben? Neden bende bu renkli hayatın bir parçası olamıyorum? Neden gökyüzü bana karanlık? Neden yıldızlar parlamıyor? Neden beni sevmiyorlar? Ben sadece sevmek, sevilmek istedim. Çok mu şey istedim. Çok mu?

(Adam dizlerinin üstüne çöker ve sesli bir şekilde ağlar.)

BALKONDAKİ KADIN

– Sen yine ne içtin ya…

(Kadın giyinmiş olduğu kostümün kafasını çıkarır. Adam kafasını yukarı kaldırır ve kadına bakar. )

DIŞSES

Adam, kadın, arkadaki kadınlar ve midyeci ve pasaklı adam hiçbirinin adı yok çünkü bunların herhangi bir önemi  de yok. Çünkü insanın kendisine tanımladığı kimliğin gerçekler karşısında hiçbir değeri yok.

“Fotoğrafta Ne Var?” dizgimizin konuğu  Taryn Elliott adlı kişinin Pexels’daki fotoğrafından esinlenerek tasarladığımız bir sahnelik oyunu yarım bırakıyor ve kadının kim olabileceği hakkında fikir yürütmenizi ve hikayenin devamına bir son tasarlamanızı umuyoruz. Hayal gücümüz bizim kendimiz için kurduğumuz dünyalar bütünüdür. İnsan hayalleri ile vardır. Hayalleri olmayan insan ölmüş bir insan gibidir. Pekala o zaman tekrar canlanmak, dirilmek ve ayağa kalkıp güneşin doğuşunu seyretmek için hep birlikte hayaller kuralım.

Bu tarzdaki ilk denememdir. Kusurlarım, yanlışlarım ile ilgili değerlendirmeler, etkili olacaktır.

Abdul Arif Kerim ÇALIŞKAN

Dünyayı kelimelerle ifade etmeye başladığımdan beridir harflerle hemhal biriyim. Mekatronik temelli eğitim hayatımın perspektifinden ağaçların, çiçeklerin, hayvanların mekanizmalarını çözmek üzere tefekkür etmekteyim.

Son Paylaşımlar

Haberdar Olun

Instagram

Instagram has returned empty data. Please authorize your Instagram account in the plugin settings .