BeslenmeSağlık

Bozulmuş Gıda Enstitüsü Yediğimiz Her Lokmada Zehirliyor

Yazımız yemek yeme alışkanlıklarımızın sağlığımız üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini anlatmaktadır.

Konu: Bozulmuş Gıda Enstitüsü ve Yemek Yeme Alışkanlıklarının Sağlık Üzerindeki Etkileri 

Yediğimiz her lokmada biraz daha ölüyor veya öldürülüyoruz. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için insan oğlunun yapması ve kaçınması gereken bir çok durum vardır. Bu yazımda yemek yemenin insan üzerindeki etkilerinden hatta insan oğlunun yeme hırsından dolayı doğaya nasıl zararlar verdiğinden bahsedeceğim. 

Öncelikle şahsım tababet ilmine sahip biri değilim ancak daha önceki yazılarımı okuduysanız bir lupus hastası olarak kendi deneyimlerimi ve yaptığım araştırmalar sonucunda edindiğim bilgileri sizler için derliyorum. Eğer sizin de kronik hastalığınız varsa veya kronik hastalığa sahip bir yakınız varsa “Sağlık” kategorisinde daha önce yazmış olduğum yazılara göz atabilirsiniz. (Sayfanın üstünde bulunan menü üzerinden ulaşabilirsiniz.)

Ne yediğimizi biliyor muyuz? Ne kadar yiyoruz? Çok yemek ne gibi hastalıklara sebep olur? Aç kalmak bize nasıl sağlık kazandırır? Sağlık için neden acıkmamız gerekiyor? Sağlıklı yaşamanın sırrı nedir? Sağlıklı nasıl beslenilir?

Bir ata sözü;

Acından ölmüş yok, tokundan ölmüş çok.

Aç kalmakla kimse ölmez, özellikle belli zamanlarda aç kalmak insanı öldürmez, belki de sağlıklı olmasını sağlar. Çok yemek ise kişiyi çalışamaz duruma getirir. Hatta kişi dişleri ile mezarını kazar. Dengesini bozar, ölüme sürüklenebilir. – Altın Kitaplar Yayınevi

Bilgeliğin ana ilkesi bozulmuş düzeni onarmak değil, var olan düzeni korumaktır. Bir hastalığı ortaya çıktıktan sonra iyileştirmeye çalışmak, susadıktan sonra su kuyusu kazmak ya da savaş başladıktan sonra silah üretimine başlamak gibidir.”- Nei Jing

Bana ne yediğini söyle sana, kim olduğunu söyleyeyim. – Antelma Brillat

Evvellerin ve sonraların bütün ilimleri ellerinde teslim edilmiş Ümmi Peygamberin bu düsturundaki muhteşem hikmet ve hakikati kavrar gibi olabilmek için, en ileri merhaleleriyle bugünün tababeti içinde yuğurulmak lazımdır: İnsan, doldurduğu kablar içinde karnından zararlısını doldurmadı. Bir  adama hayatını devam ettirmek için pek az yiyip içmek yeter. Eğer mutlaka yemek zorundaysa midesinin üçte birini yemeye, üçte birini içmeye, üçte birini de nefes payına ayırsın. – Hadisi Şerif – Nur Harmanı, Necip Fazıl

Önümüzdeki on sekiz dakika içinde dört Amerikalı, yedikleri yiyecekler yüzünden ölecek. Her dört buçuk dakikada bir kişinin öleceği anlamına gelen bu gerçeği kavramak çok zor. Ama maalesef bu doğru. Birkaç yıl önce ünlü aşçı Jamie Oliver on sekiz dakikalık TED konuşmasına bu cümleyle başlayarak seyircilerini ve o günden bu yana bu videoyu izleyen milyonlarca insanı şaşkına çevirdi. Oliver okullarda işlenmiş yiyecek bulundurulmasına karşı çıkan bir kampanya başlatmıştı; çocukların, yaşamları boyunca kronik rahatsızlıklara, acı ve hastalıklara yol açmayacak sağlıklı ve besleyici yiyecekler tüketme hakkı olduğunu savunuyordu. Günümüzde çocukların ebeveynleri kadar uzun yaşamayacakları ve çoğunlukla obezite sonucu hayatlarını kaybedecekleri ileri sürdürülmektedir.

Tahıl Beyin Yaşam Planı Kitabının açılışını Dr David Perlmutter bu şekilde yapıyor. Bizim ülkemizde durum pekala bu kadar vahim değil ancak bir şeyler yapılmazsa Türkiye’nin geleceğinde bu tablonun gerçekleşmesi çok olası gözüküyor. Evet biz bugün Amerika’daki gibi sabah kahvaltıda sağlıksız mısır gevreklerini tüketmiyoruz ancak özendiriliyoruz. Bu durumun en acı tarafı ise sağlıklı beslenme diye reklamlarda insanlara sunuluyor olmasıdır.

Türkiye toplumu kültür yapısı ile kış yiyeceğini yazdan konserve yapıp kilerine kaldıran bir yapıya sahiptir. Ancak her geçen gün yaşam tarzı değişiklikleri ve şehir yaşamının getirisi ile bu kültürü kaybediyoruz. Bu durum bizi hazır gıda tüketmeye yönlediriyor ve toplum olarak bizlerde öyle yapıyoruz. Bugün belki toplumun genelinde hazır gıda tüketimi yoğunluğu oluşmuş olmasa da insan sağlığını tehdit edecek miktarlarda tüketim mevcuttur. Bu durumun her geçen gün arttığını düşünürsek gelecekte sağlıksız bir besin zincirine sahip olacağımız bir gerçektir.

Kampus Production adlı kişinin Pexels’daki fotoğrafı

Ne yediğimizi biliyor muyuz?

Örnek olarak 15 Ekim 2019’da Gıdadedektifi.com ‘da Bir etiket skandalı bu akşam ortaya çıktı! başlıklı haberde;…indirim reyonunda bulduk. Birden fazla üründe söz konusu oynamayı bizzat tespit ettik.

Bahsi geçen üründe son kullanma tarihinin değiştirilerek söz konusu ürünün indirim reyonuna taşındığını görüyoruz. Bu durum inanın diğer gıda içeriklerinin yanında çok basit bir olay ve ne yazık ki, artık indirim alanlarının asıl amacını bugün hepimiz açık bir şekilde biliyoruz.

Marketten aldığınız uzun ömürlü ürünlerin etiketlerini kaçımız kontrol ediyoruz ve bu markalara ne kadar güveniyoruz?  Bugün artık görülüyor ki birçok uzun ömürlü üründe insan sağlığı için zararlı maddeler var. Gıdaların uzun süreli saklanması, tat ve koku gibi unsurlarının iştah kabartması için yapılan bir çok katkı bizi zehirliyor ve bizi içten içe öldürüyor. Bu gıdalar metabolizmayı, bağışıklık sistemini ve genetiği ciddi şekilde etkiler, yani besinler sadece bir kalori, protein ve yağ kaynağı olarak kalmaz, birçok genimizin şifresini de değiştirebilirler. Bu besinler sindirilemediği için birikinti ve damar tıkanıklarına neden olur. Vitamin ve protein üretimini, su yapısını, vücudun su oranı ve su terkibini bozarak yaşlanmayı hızlandırır; alerjilere ve çeşitli hastalıklara sebep olur.

Çoğumuz hayatımızı istediğimiz gibi yaşayabileceğimize inanır, bir sağlık problemiyle karşılaştığımızda doktora koşarız. Doktorların bizi haplarla tedavi edebileceğini düşünürüz.  Bu hikaye hepimize tanıdık gelmiştir. Ancak burada önemli iki yanlış mevcuttur. Bunlardan birincisi; doktorlar ilaç tedarikçisi gibi görülmekte ve tedavi sağlık değil hastalık odaklıdır. Ancak insan bütün sitemleriyle bütüncü bir yapıdır. Sadece mevcut hastalıkla düşünülemez ve bu şekilde uygulanacak tedavi kişiyi sağlıklı yapmaz. Bu yanlışlardan ikicisi; ilaç tedavilerinin de ciddi yan etkileri olabileceğidir. Artık bugün tedavi etmek için kullanılan birçok ilacın beyin hastalıklarına ve birçok farklı hastalığa sebep olduğu bilinmektedir.

Konumuza dönecek olursak bugün dünya gıda endüstrisinde, binlerce çeşit ve milyonlarca ton katkı maddesi kullanılmaktadır. Hazır gıda kullanmakta sakınca görmeyen bir birey günde yaklaşık 2000 çeşit yapay katkı maddesi tüketmektedir. Tatlandırıcı, tat verici,  kıvam koruyucu, kıvam artırıcı, renklendirici, renk koruyucu, beyazlatıcı, bozulmayı önleyici, nem tutucu, boya, aroma, vs.

Bugün kabaca özetlersek gıdalarda kullanılan katkı maddelerine örnekle; Aspartam, sodyum nitrit, sodyum sülfit, titanyumdioksit, alüminyum hidroksit vs. Bu gibi katkı maddelerinin adem oğlu için ne gibi zararları var özetlersek; kronik yorgunluk, döküntü, bayılma, kas ağrıları, göz kapaklarında, dudaklarda, ellerde ve ayaklarda şişme, eklem ağrıları, bulantı, çarpıntı, anksiyete, şişmanlık, baş ağrısı, baş dönmesi, baş ağrısı, nefes almada zorluk, göğüste sıkışma, karın ağrısı, kurdeşen, ishal, kan basıncının düşmesi, beyinde yanma hissi, huzursuzluk, depresyon, troid ve nörolojik rahatsızlıklar, hafıza kaybı, spazm, epileptik nöbetler, beyinsel özürler, üreme organlarında sorunlar, duyma yetisinde zayıflaması veya kaybı, ağır karaciğer ve böbrek patolojileri, beyin tümörü, skleroz, epilepsi, parkinson, alzheimer, zihinsel gerilik, öğrenme zorluğu, çocuk felci, kas erimesi, diyabet, sperm ve yumurtalarda mutasyon, cenin gelişimi etkiler, kemik iliği yetmezliği, ağır anemiler gibi bir çok insan üzerinde olumsuz etki bırakırlar.

Hızlı bir özetle sağlığımızı tehdit eden uzun ömürlü hazır gıdaların içerdiği katkı maddelerinden ve bu maddelerin insan üzerindeki etkilerinden bahsettik. Gıda alış verişi yaparken ürünlerin etiketlerini kontrol etmeli ve kendimize şu soruyu sorarak alış veriş yapmalıyız. Mecbur muyum? Evet, bu kadar basit eğer sorunuzun cevabı gerçekten evet ise o ürünü alın. Aslında bunu tüm alış veriş alışkanlıklarınıza uygulayabilir ve kendi alış veriş alışkanlığınızı kontrol altında tutabilirsiniz.

Bu çikolatayı alırsam gelecekte hafıza sorunları yaşayacağım, gelecekte belki bir kronik hastalığım olacak. Gerçekten ben bu gofreti, bisküviyi, salamı, makarnayı, poğaçayı, açmayı almaya mecbur muyum? Bunun başka bir alternatifi yok mu? Kendimi zehirlemek zorunda mıyım?

Ne yazık ki günümüz çağında sadece hazır gıdalar sağlımızı tehdit etmiyor. İşlenmiş tahıllar ve genetiği değiştirilmiş sebzelerde hayatımızı tehdit ediyor. Her gün aşırı miktarlarda tüketip hiç sorgulamadığımız bazı tahıllarda var. Bunlarda hayatımızı tehdit ediyor ve sağlık sorunlarına yol açıyor.

Yaşam tarzını değiştirmek, hatta ufak değişiklikler yapmak,  başlangıçta zor görünebilir. Alışkanlıklarınızdan nasıl vazgeçeceksiniz?  Birazdan biz ne yiyeceği diye sorular yöneltebilirsiniz. Hiç sorun değil. Derin bir nefes alın. Kısa süre sonra sonra hayatınızın sonuna kadar sağlıklı kalacak tavsiyeler okuyacaksınız. Ancak öncelikle kendimizi ne ile ne kadar zehirliyoruz biraz daha bahsetmem gerekiyor.

GDO’lu ürünlerden uzak durun. Günümüzde genetiği değiştirilmiş organizmaların sağlığımıza ve çevreye etkileri konusunda birçok araştırma yapılmaktadır. GDO’lu gıdalar bakteri, virüs, bitki, ve hayvan gibi başka canlı varlıkların DNA’ların genetik olarak aktarıldığı bitki ve hayvanlardır.

Her türlü şekeri hayatınızdan çıkarın. Bugün artık bütün doktorların bir noktada birleştiği şeker kullanımı ise hemen her türlü paketli gıdada bulunmaktadır. Şeker kamışı şekeri, arpa maltı, kristalin fruktoz, fruktoz, sakkaroz, malt, maltoz, buharlaştırılmış şeker kamışı suyu, karamel, yüksek fruktozlu mısır şurubu, maltodekstrin, dekstroz, pancar şekeri, turbinado şekeri, evirtik şeker, aspartam, siklamat, sakarin, sukraloz gibi birçok etikete sahip olabilirler bu sebeple hazır gıda temin ederken etiketler özenle kontrol edilmelidir.

Ne kadar çok gluten tüketimi yaptığımızın farkına varın. Bugün bütün uzun ömürlü hazır gıdaların neredeyse hepsinde gözlemlediğimiz bir yapıştırıcı olarak kullanılan gluten, krakerlerin, pastane ürünlerinin ve hamur işlerinin yapılabilmesi için unu bir arada tutan yapıştırıcı görevi görür. Gluten; arpa, buğday, kuskus, bulgur, mısır unu, bisküvi unu, kamut, matza unu, çavdar, irmik, kızıl buğday, trikale, buğday, buğday filizi, kuru fasulye, bira, küflü peynir çeşitleri, bulyonlar ve hazır et suları, ekmek ürünleri, kahvaltılık gevrekler, hazır çikolatalı süt, soğuk etler, gofretler, yumurta yerine geçen hazır ürünler, enerji barları, aromalı çay ve kahveler, dondurulmuş patates kızartması (dondurulmadan önce üzerine buğday serpilir), kızarmış sebzeler ve galeta unlu kaplamalar, gravy (hazır et sosu), hot dog, dondurma, hazır çözünebilir sıcak içecekler, ketçap, malt/malt aromaları, malt sirkesi, salamura etler, mayonez, hazır köfteler, mandıra ürünü olmayan kremalar, yulaf kepeği (glutensiz olduğu belirtilmemişse), yulaf (glutensiz olduğu belirtilmemişse), işlenmiş peynirler, kavrulmuş kuru yemişler, kök birası, salata sosları, sosis, çorbalar, soya ve teriyaki sosları, şuruplar, karışık çerezler, vejeteryan burgerler, votka, buğday çimi, şarap türevi şekerli içecekler, kozmetik ürünler, rujlar, dudak parlatıcıları, ilaçlar, kendinden yapışkanlı olmayan zarflar ve pullar, oyun hamurları, şampuanlar, şaç kremleri, vitaminler ve gıda takviyeleri,  amino peptit kompleksi, yulaf ekstresi, kahverengi pirinç şurubu, karamel renklendirici, siklodekstrin, dekstrin, fermente tahıl özütü, hidrolize malt özütü, hidrolize sebze proteini, maltodekstrin, modifiye besin nişastaları, soya proteini, bitkisel protein, maya özütü gibi birçok ürünün içinde bulunur veya bulunabilirler etiketlerini kontrol edin.

Evet bu bölümde ne yediğimizden ve bize ne gibi zarları var bunlardan kısaca bahsettik sonraki yazılarımda başta belirtilen soruların cevaplarını aramaya devam edeceğiz. Bu konuya ilgi duyuyorsanız veya bir kronik hastalığa sahip veya kronik hasta yakınınız varsa takipte kalın.

Kaynaklar ve İleri Okuma

  1. Gerçek Tıp, Aidin Salih
  2. Tahıl Beyin, David Perlmutter
  3. Tahıl Beyin Yaşam Planı, David Perlmutter

Hey merhaba 👋 ben Arif
Tanıştığımıza memnun oldum.

Her ay, gelen kutunuza harika içerikler almak için kaydolun.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Abdul Arif Kerim ÇALIŞKAN

Dünyayı kelimelerle ifade etmeye başladığımdan beridir harflerle hemhal biriyim. Mekatronik temelli eğitim hayatımın perspektifinden ağaçların, çiçeklerin, hayvanların mekanizmalarını çözmek üzere tefekkür etmekteyim.

İlgili Makaleler

22 Yorum

  1. Çok güzel bir yazı olmuş hatta bu yazı; yazı dizisi şeklinde devam etmeli bence… Teşekkürler bilgiler için… Sağlıklı beslenmek çok önemli. Geçen aylarda sade yağ yapımına giriştim… Kemik suları kaynattık. Ancak tabi bunlar yeterli olmuyor. Tarım ürünlerinde kullanılan zararlı maddeleri ne yapacağız? Güvenerek hangi pazardan sebze meyve alacağız? Benim kendi açımdan paketli çikolata tüketmem ve bunu bırakmam lazım tek sıkıntım bu :) Şekeri içeceklerden çıkardım ama çikolataya hayır diyemiyorum :) Aslında her şeyin katkı maddeli olduğun yeni doğan bir çok bebekten gıda ve süte karşı oluşan alerjilerden bile anlayabiliriz bence… Bu konuda detaylı bilgiye sahip değilim tabi ki de…Tekrar teşekkürler yazınız için ve böyle bir konuya değindiğiniz için…

  2. Çok detaylı ve teknik bilginin olduğu bir konuyu gayet güzel aktarmışsınız. Geleceğin en popüler mesleği tarım ve bir gün herkes köylere geri dönüş yapacak :-) Bu bilinç artık insanlarda oluşmaya başladı diye düşünüyorum. Eskiye oranla son kullanım tarihi veya içerik incelenmesi konusunda yavaş yavaş da olsa insanlar daha bilinçli olmaya başladı. Bu etiket olayı benim en hassas olduğum konulardan biri her tespit ettiğimde olumlu sonuç alamasam da ALO GIDA ya mutlaka şikayette bulunurum :-) Tekrardan kaleminize sağlık 🙏

  3. Çok güzel bir yazı olmuş hatta bu yazı; yazı dizisi şeklinde devam etmeli bence… Teşekkürler bilgiler için… Sağlıklı beslenmek çok önemli. Geçen aylarda sade yağ yapımına giriştim… Kemik suları kaynattık. Ancak tabi bunlar yeterli olmuyor. Tarım ürünlerinde kullanılan zararlı maddeleri ne yapacağız? Güvenerek hangi pazardan sebze meyve alacağız? Benim kendi açımdan paketli çikolata tüketmem ve bunu bırakmam lazım tek sıkıntım bu :) Şekeri içeceklerden çıkardım ama çikolataya hayır diyemiyorum :)
    Aslında her şeyin katkı maddeli olduğun yeni doğan bir çok bebekten gıda ve süte karşı oluşan alerjilerden bile anlayabiliriz bence… Bu konuda detaylı bilgiye sahip değilim tabi ki de…
    Tekrar teşekkürler yazınız için ve böyle bir konuya değindiğiniz için…

  4. Çok detaylı ve teknik bilginin olduğu bir konuyu gayet güzel aktarmışsınız. Geleceğin en popüler mesleği tarım ve bir gün herkes köylere geri dönüş yapacak :-) Bu bilinç artık insanlarda oluşmaya başladı diye düşünüyorum. Eskiye oranla son kullanım tarihi veya içerik incelenmesi konusunda yavaş yavaş da olsa insanlar daha bilinçli olmaya başladı. Bu etiket olayı benim en hassas olduğum konulardan biri her tespit ettiğimde olumlu sonuç alamasam da ALO GIDA ya mutlaka şikayette bulunurum :-) Tekrardan kaleminize sağlık 🙏

  5. Yazı dizgileri ile ilgili bir dizgim var her hafta yazıp bilgilendirme yapıyorum bu içerikte bir aksaklık olmazsa dizgi olarak devamı gelecek. Bugün süslü market rafları insanları maalesef zehirlemeye devam ediyor. Bu konularda biz bilinçlenme için mücadele etmeye çalışıyoruz. Bundan başka birey olarak yapılabilecek pek bir şey kalmıyor. Yorumunuz ve katkınız için teşekkür ederim.

  6. Evet, hastalıklar artmaya başladıkça, hastane önlerindeki kuyruklar artmaya başlayınca insanlar bir şeylerin farkındalığını yaşamaya başlıyorlar. Hasta olmadan sağlığı korumamız gerekiyor. Bu yüzden bu konularda bilinçli olmakta fayda var. Ne güzel sonuç olmasa da bildirmekte fayda var. Çünkü devlet er veya geç hesap soruyor. Yorumunuz ve desteğiniz için teşekkürler. Ayrıca son yazınızı instagramdan gördüm merak ediyorum. En kısa sürede ziyaret edeceğim.

  7. Maalesef, örnek olarak; beyaz ekmek tüketimini doğru bulmasam da insanlarımız sadece tüketmekle kalmayıp israf etmek hususunda da zirveyi çekiyorlar. Tabi bunda kullanım oranın çok ciddi payı var bildiğim kadarıyla bizim gibi ekmek tüketen bir Avrupa ülkesi yok. Umarım insanlarımız en kısa sürede bu üzücü tabloların farkındalığını yaşar ve herşey daha güzel olur. Yorumunuz ve katkınız için teşekkürler.

  8. Yazı dizgileri ile ilgili bir dizgim var her hafta yazıp bilgilendirme yapıyorum bu içerikte bir aksaklık olmazsa dizgi olarak devamı gelecek. Bugün süslü market rafları insanları maalesef zehirlemeye devam ediyor. Bu konularda biz bilinçlenme için mücadele etmeye çalışıyoruz. Bundan başka birey olarak yapılabilecek pek bir şey kalmıyor. Yorumunuz ve katkınız için teşekkür ederim.

  9. Evet, hastalıklar artmaya başladıkça, hastane önlerindeki kuyruklar artmaya başlayınca insanlar bir şeylerin farkındalığını yaşamaya başlıyorlar. Hasta olmadan sağlığı korumamız gerekiyor. Bu yüzden bu konularda bilinçli olmakta fayda var. Ne güzel sonuç olmasa da bildirmekte fayda var. Çünkü devlet er veya geç hesap soruyor. Yorumunuz ve desteğiniz için teşekkürler. Ayrıca son yazınızı instagramdan gördüm merak ediyorum. En kısa sürede ziyaret edeceğim.

  10. Maalesef, örnek olarak; beyaz ekmek tüketimini doğru bulmasam da insanlarımız sadece tüketmekle kalmayıp israf etmek hususunda da zirveyi çekiyorlar. Tabi bunda kullanım oranın çok ciddi payı var bildiğim kadarıyla bizim gibi ekmek tüketen bir Avrupa ülkesi yok. Umarım insanlarımız en kısa sürede bu üzücü tabloların farkındalığını yaşar ve herşey daha güzel olur. Yorumunuz ve katkınız için teşekkürler.

  11. Çok bilgilendirici bir yazı olmuş. Umarım birçok insan faydalanır. Genel olarak gıdaya karşı bir düşkünlüğümüz var. Çocukların birkaç saat aç kalınca öleceğini düşünen anneler peşlerinden koşa koşa yemek yediriyor. Çok oburuz. Üç öğün yiyoruz ve her öğünde tıka basa dolduruyoruz karnımızı. Sabah kahvaltısında sadece bisküvi yiyenleri gördüm. Gerçekten bu konuda halk çok bilinçsiz. Bu ortamda diyetisyenlere Allah sabır versin diyorum.

  12. Çok bilgilendirici bir yazı olmuş. Umarım birçok insan faydalanır. Genel olarak gıdaya karşı bir düşkünlüğümüz var. Çocukların birkaç saat aç kalınca öleceğini düşünen anneler peşlerinden koşa koşa yemek yediriyor. Çok oburuz. Üç öğün yiyoruz ve her öğünde tıka basa dolduruyoruz karnımızı. Sabah kahvaltısında sadece bisküvi yiyenleri gördüm. Gerçekten bu konuda halk çok bilinçsiz. Bu ortamda diyetisyenlere Allah sabır versin diyorum.

  13. Beslenme mevzusuna girince içinden çıkamıyoruz zaten. Evvela helal gıda bulmak oldukça zorlaştı. Katkı maddelerinin helal mi haram mı olduğunu pek araştıranımız da yok. Zaten nasıl araştıracağız ki? Laboratuvarlarımız yok evlerimizde. Helal sertifikalı ürünleri takip ediyorsun. Bakıyorsun ki iki gün sonra iptal edilmiş sertifikası. İnsanların zihninin değişmesi ve gerçekten helale harama inanan üreticiler gerekiyor.Tahıl beyin kitabına ben de bakmıştım biraz.Bir de Buğday göbeği kitabını okumuştum.https://kitap-iktibas.blogspot.com/2019/08/bugday-gobegi.html

  14. Beslenme mevzusuna girince içinden çıkamıyoruz zaten. Evvela helal gıda bulmak oldukça zorlaştı. Katkı maddelerinin helal mi haram mı olduğunu pek araştıranımız da yok. Zaten nasıl araştıracağız ki? Laboratuvarlarımız yok evlerimizde. Helal sertifikalı ürünleri takip ediyorsun. Bakıyorsun ki iki gün sonra iptal edilmiş sertifikası. İnsanların zihninin değişmesi ve gerçekten helale harama inanan üreticiler gerekiyor.

    Tahıl beyin kitabına ben de bakmıştım biraz.
    Bir de Buğday göbeği kitabını okumuştum.

    https://kitap-iktibas.blogspot.com/2019/08/bugday-gobegi.html

  15. Bu helal gıda mevzusu çok derin, bugün marketlerden alınan bir çok ürünün helalliği şüpheli, güzel bir noktaya değinmişsiniz. Yorumunuz ve katkınız için teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu