Blogger Gören Masum Köylünün Derdi Yazıyı Bastırır

Yanlış kaynaktan beslenen akıl bünyeye ziyandır.

Hep kendimden bahsettim şu sıralar. Bu yazımda blogger camiasından bahsetmek istiyorum. Bilmiyorum şu sıralar dertliyim belki yine konuyu kendime getiririm. Şimdiden yanlış bir söz edersem affola.

Bloggerlar arası malum ziyaretler çok keyifli ve samimi geliyor ama bazı samimiyetsizler ve gevşekler (kibar olamayacağım kusura bakmayın) blog altlarını reklam alanı gibi kullanıyor. Yıllardır defterde yazıyorum daha hiçbir yazının altına davet yorumu atmadım. (Eğer öyle bir şey yaptıysam alta yazsın özür yazısı yazıcam.)

İçeriği okurum kendi yazmış olduğum içeriklerle bağlantısı olursa bahsederim. Bu zaten olası bir durumdur, bunlara bir lafım yok.

Ancak bazı tipler, çok garip ya hiç içeriği dahi okumadan alta blog linkini paylaşıyor veya link paylaşmadan davet yazıyor. Bari içerik ile ilgili bir yorum yap sonra davet yaz, o da yok. Açıkcası böyle yorumları onaylamıyorum. Çünkü ya öncelikle sorarlar dimi sen kimsin. Bir nevi reklam yapıyorsun. Size gelseler bir ürün verseler deseler bunu tanıt ne olduğuna bakmaz mısınız? Ben niye böyle bir yoruma göz yumayım. Bu durum beni gerçekten rahatsız ediyor.

Daha yakın zamanda yine böyle kimdir bilmiyorum bir arkadaş anlaşılan blog kurmuş yazının altına yorum atmış. Son içeriklerimi okuyanlar bilir nasıl bir süreçten geçtiğimi, yine böyle bir yazının altına bu şekilde yorum atmış.

Ya, bu sizce küfür gibi bir şey değil mi? Bana ne kardeş öl geber ama gitmeden benim siteye bir uğra der gibi …

Neyse, bu durum karşısında ki tavrım bilinsin, istedim.

Yeni içerikler geliyor mu?

Şu sıralar tedavi işleri bir hayli beni yordu. Yazmak kavramından pek uzaklaştım hayliyle içerik oluşturmakta zorlanıyorum.

Ancak bilen bilir adına şiir denen ama şiirle alakası olmayan metinler karalıyorum. Bunlardan baktım geçmişte ve bu süreçte yazdığım da var onlardan yakın zamanda yayınlamaya başlamayı düşünüyorum.

Bu dönemde yazmak işi zahmete girdiği gibi okumakta zahmet oldu pek fazla kitap okuyamadım ama müzik dinlediğimi söyleyebilirim. Bu sebeple bakalım bir kaç müzik derleme yazısı çalışması yapmayı planlıyorum.

Sağlık kategorisi altında ‘Her Lokmada Ölüyoruz’ serisi yarım kalmıştı. Onun devamını yazmaya başladım. İnşallah, bu seriyi tamamlayacağım. Çünkü benimde hayatımı derinden değiştiren ve bugün burada oturup içerik üretebilmemi sağlayan sebeplerden biri bu içeriklerde bahsettiklerimdir.

Yazı altına yapılan yorumlara bir hayli gecikiyorum. Açıkcası birazda bu süreçte asosyalleştim ve hatta sosyal olmaktan korkar da oldum. Sanırım olası bir muhabbet korkusu sarıyor içimi bilmiyorum. Henüz keşfetmedim. Keşfetmiş olsam geçtiğimiz ağaç ev sohbetleri yazımda bahsederdim.

Son olarak bazı blogger arkadaşlara anlam veremiyorum. Blog adımı önceden profil adımda da kullanıyordum. O zaman erkek kız direk tabi anlaşılmıyordu. Ama şimdi öyle değil. Hatta beni başlarda kadın zannedenlerin de olduğunu biliyorum. (Gariptir yazı altlarında adım yazıyor ve hakkımda yazısında hep resmimde vardı. Olacak ki bakmamış veya gözünden kaçırmışlar.) Bu sebeple cinsiyetçi bir tavır aldıklarını hissettim. Bunu takınmalarına sebep olan hastalıklı ruhlarını tedavi etmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Dinimizce yabancı kadın erkeğin muhabbetinin sınırları olmalı, evet, ama bu bahsettiğim kişiler böyle kimlik profili olan insanlar olmaması yanı sıra bu mecranın zaten münasebetsiz bir muhabbete kimseyi sürükleyeceğini de düşünmüyorum.

Dini paylaşımlardan dolayı defteri aralamaktan korkanlar da var tabi, onlara diyecek tek söz Allah ıslah etsin, kalplerine ilim, irfan nakşetsin ve doğru yolu onların önlerine sersin. 🙂

Neyse, ‘Zerre küllün aynasıdır. – Hz. Muhammed (sav)’ siz bu hadisi düşüne durun çünkü gelecek yazılarıma bu hadis önderlik edecek, yol gösterecek, inşallah.